logo

Kara Para Aşk 18. Bölüm izle

Özet: Elif'e ilanı aşk eden Ömer aldığı cevap karşısında şaşkına dönmüştür. Elif'in söylediklerine inanmaz ve bu şekilde davranmasının asıl nedenini öğrenmeye çalışır. Ömer, Elif'in bu davranışının asıl nedenini öğrenebilecek midir? Hüseyin, Tayyar'ın planı karşısında çılgına döner. Tayyar ve Ali'yi Ömer'in geleceğiyle oynamamaları için ikna etmeye çalışır ama başaramaz. Ömer'in daha fazla zarar görmesini istemeyen Hüseyin, Tayyar'a yardım etmeyeceğini söyler, üstelik bu kez gerçekten kardeşinin yanında onlarla savaşacaktır. Tayyar'ın buna göz yummaya hiç niyeti yoktur. Hüseyin, Tayyar ve Ali'nin oyununu bozabilecek midir? Ömer'in Tayyar'ın peşini bırakmaya hiç niyeti yoktur, sabırla hata yapmasını beklerken araştırmalarını sürdürür. Buldukları karşısında heyecanlanan Ömer, Tayyar'ı sorgulamak ister. Bunun için savcıya gidip Tayyar Dündar'ı gözaltına almak için izin ister. Savcı, Ömer'in istediği izni verecek midir? Ömer Tayyar'ı gözaltına alıp sorguya çekmeyi başarabilecek midir? Nilüfer'i annesiyle tanıştıran ve imam nikahıyla evlenmek isteyen Metin, Nilüfer'in tavırları karşısında hayal kırıklığına uğrar. Nilüfer Metin'i yeterince tanımadığı için evlenme teklifine evet dememiştir. Metin Nilüfer'i ikna edebilecek midir?
iran li peri demiş ki;
Herkese selam ve iyi bayramlar.selin abla merheba cok tesekur ederem sana bana javap vardin.ben1992doğdum.universitim yeni bite.2 arkadasim var.lalem cim ben bir arabce site turk dizilare indir yorum.18 bolum husuma gitmede bye
05.10.2014 - 11:46
0   0

LaLem demiş ki;
Herkese Merhaba ve hayırlı bayramlar. Selin cim ne güzel bir hayat hikayen var, vallahi dizi olur demeden geçemiyeceğim. Daha önce galiba AFK da da eşinden bahsetmiştin ne güzel bir insanmış. Sonunda yanında kalıp kalmayacağını bile bilmediği aşık olduğu kız için hiç gözünü kırpmadan dininden bile vazgeçmiş ve hatta ilişkinizi istemeyen türklerden birkaç kere dayak yemiş ve onları tanıdığı halde polise şikayet bile etmemişti. Bu arada yanlış anlamadıysam müfti müslüman olmak için sünnet olmak gerekmez demiş. Doğrumu anladım? Neyse seninle ilgili şeyleri fazla övüp seni yine kızdırmıyayım. Gelelim dizimize ben hala şu imam nikahı şokunu atlatamadım ve düşününce bu disney land havası olan imam nikahı sahnemizde büyük iki hata daha buldum. Bu nikah geçerli değil, çünki nikah için iki şahit gerekli ama burada bir buçuk şahit vardı. Gördüğümüz kadarıyla şahitlerden biri kadındı ve kadınlarımıza çok değer veren dinimiz icabı ancak iki kadının şahitliği bir erkeğinkine denk. Yani nikahın geçerli olabilmesi için ya iki erkek şahit ya da bir erkek iki kadın şahit gerekli. Ayrıca mehir miktarının tespitinde kadını bir erkek temsil etmesi gerekir. Yazık oldu salak nilüfer e nikah geçersiz. Acaba birgün olup bunu öğrenecek mi yoksa ömrü boyu metin le geçersiz nikahla yaşayıp günaha mı girecek. Elif’in yüz ifadesinin hep aynı olması konusunda haklısın. Bence bu dizide tuba nın senin lafınla performansı çok kötü. Ya baştan savma yapıyor ya da verdiği ara ona bazı şeyleri unutturdu. Ama bu bölümde Engin’i de beğenmedim hele o kelepşeyle yürüdükleri sahnelerde. Acaip acaip el kol hareketleri berduşvari yürüyüş ve elif e davraniş tarzı. Ayrıca her ikisi de bana ayrılık acısı çeken bir çift duygusunu veremediler. Elif in o deri kıyafeti neydi öyle vücudundaki bütün oransızlıkları gösteriyordu. Çok güzel bir olduğu için herşey yakışır diye ne bulurlarsa girydiriyorlar kıza. Bu dizide en güzel giydirilen kadın Bahar bence. Herkese selamlar ve esenlikler.
05.10.2014 - 09:59
0   0

Musti demiş ki;
Herkese iyi bayramlar. Sami amirin Elif'le Ömer askina bu derece müdahale etmesi Selin gibi benim de dikkatimi cekti. Hani Elif'e operasyonun selameti acisindan birbirlerinden bir süre uzak durmalarinda yarar var deseydi anliyacaktim ama o birlikte olmalari durumunda Ömer'in bütün polislik kariyerinin biteceginden bahsetti. Burasi cok abartiliydi. Sonucta Elif santajla, tehditle kara para isine bulastirildi, simdi de polisle isbirligi halinde. Hafifletici bir yigin sebep var ortada. Bir ceteyi cökertmek icin polisle isbirligi halinde olan birisinin bir polisle aski cok da skandal bir durum arzetmese gerek. Sevgili Selin, Peri'ye hitaben yazdigin hayat hikayeni okudum. Babanin durumuna üzüldüm. Ben 1980'de ilkokul caginda bir cocuktum. Kendim dogrudan etkilenmedim darbeden. Ama o dönemde benim tanidik cevremde de cok insan yok yere tutuklandi, yillarca hapis yatti, iskencelerden gecirildi. Cok kötü bir dönemdi 1980'li yillar Türkiye'de. Yasi tutmayan bir cocugu bile yasini büyültüp idam etmislerdi. Allah bir daha yasatmasin o günleri. Selamlar
05.10.2014 - 01:00
0   0

SELİN demiş ki;
Sevgili MSFİGO ileri yaşların en güzel yanı insanın daha az hata yapıp, hayatı daha bilinçli yaşaması. Sağlık problemleri mutlaka başlıyor ama ben çok hareketli ve spora düşkün biriyim ve birde oldukça kuvvetli bir bünyem herhalde, o nedenle yaşıtlarımdan hem çok daha genç görünüyorum hemde önemli bir sağlık sorunum olmadı şimdiye kadar Allaha şükür. Ben NRW de yaşıyorum ve 1983 de Sosyal pedagoji eğitimi mi bitirip hemen işe girdim. Psychologie eğitimimi ise 1985- 1989 yılları arası yaptım. Belki sen o zaman daha doğmamıştın bile ve herşey çok daha değişikti. Tabii terapi okuluna da gittim ve bunu fernstudium olarak değil teilzeit studium olarak yaptım. Maaşımı almaya devam ettim ve grup çalışmalarını öğrenim saatleri dışına aldım. Yani işverenim çok yardımcı oldu imtihan zamanları izin verdi v.s. Gerçi olmasaydı yine de yapacaktım ama onlar beni bende onları kaybetmek istemedim, çünki benim işyerim ikinci evim gibi. Artık böyle işyerlerini bulmak çok zor. Evet Fernstudium zor hele bu dalda ama başarırsan bir zoru başarmış olmanın sevinci daha başka. Sana başarılar canım.
04.10.2014 - 17:36
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam ve iyi bayramlar. Artık gelelim şu bölümün yorumuna: yorumuma sevgili BURCU’nun yorumundan alıntı şu cümleyle başlamak istiyorum “Bu tip dizileri cok iyi kurgulamak gerekiyor yoksa böyle basroldeki kahraman aptal durumuna düsüyor bütün enerjisi gidiyor dizinin“. Bu cümle bu bölümü ve dizinin gidişatını çok güzel özetleyen ve bir cümle. Dizide kurgu hataları dizboyu. Sevgili AYIŞIĞI’nın dediği gibi aslında herşey çok güzel başlamıştı . Elmaslar yüzünden işlenen bir cinayet ve kaybolan elmasları aramakla başlayan bir serüven. Sonra birdenbire bakıyoruz Tayyar elmasların yerini zaten biliyor ve Hüseyin’de daha emniyette diye güya sesini çıkarmıyor (ha.. ha.. ha..) ama ne değiştiyse birdenbire elmasları geri istiyor. En salak seyirci bile bunu seyrederken madem elmasların yerini biliyordun ve hatta onları Hüseyin’in son sakladığı yerden alıp ilk sakladığı yere koydurttun neden almadın da şimdi Hüseyin’den tekrar geri istiyorsun diye sormaktan alamıyor kendini. Sonra binlerce kişi çalıştıran bir organisazyonun kudretli şefi nin tek hedefinin Elif’i kara para aklama kuryesi olarak kullanmak olduğunu anlıyoruz (inanılmaz inandırıcılıkta bir kurgu). Liste uzun burada keselim şimdilik. Bu genel değerlendirmeden sonra gelelim bu bölümdeki saçmalıklara Ömer yine bir adım ileri iki adım geri temposuyla Halil’in ölümü üzerine Tayyar’ı tutuklattı ve Sami amirin gazıyla onun işini bitireceğini sandı (vah.. vah.. safım benim, buna senden başka kimse inanmamıştı zaten). Bu olayda saçmalıklarla dolu: Ömer’e verilen tutuklama emri ortadan kayboluyor ve savcı da ortadan kayboluyor aslında savcının ortadan kaybolması ileri derecede şüphe uyandıracak bir durum ama emniyet müdürünün dikkatin çekmiyor, bu savcı neden birden sırra kaden bastı diyen yok. Beklenen sonuç ortada Ömer başını derde soktu. İnşallah başını dertten kurtarma operasyonu daha inandırıcı olarak kurgulanır. Yorumcuların çoğunluğunun aksine bende LaLem gibi (ondan alıntı) “memleketimizde bu dizide işlendiği gibi birçok kurum ve kuruluş çalışanlarının yolsuzluk, rüşvet işlerine karıştığı ve ülkemizde yargı ve polis teşkilatının düzgün çalışmadığı konusunda çizilen panoramanın genellikle doğru olduğundan eminim.” Her devirde ve her ülkede sanat eserleri yaratıldığı devrin armosferini yansıtmıştır. Maalesef karamsar olunacak ve iç karartacak bir devirde yaşıyoruz ama ülkede yaşayanların çoğunluğu bunun farkında bile değil. Gelelim Ömer’le Elif aşkına: Ben Sami Amir’in Ömer’le Elif’in aşk hayatına karışmasını anlamadım anlamıyacağım. Ne sebeple olursa olsun iki yetişkin insanın arasına hemde böyle gizli saklı hiç kimsenin girmeye hakkı yok. Ve aklı başında yetişkin bir insanda zaten buna müsaade etmez. Sami Amir’in bu konuda fikir yürütmesine ve öğüt vermesine karşı değilim ama bu son yaptığı resmen Elif’e şantaj yapmaktı. Elif’le Ömer’in birbirlerinden ayrılmadan operasyonu başarıyla sonuçlandırmalarına ne engel olduğunu anlatmadan felaket tabloları çizip ona ya Ömer’i bırakırsın ya da herşeyini kaybedersin demesi bu karakteride gözümde tutarsız yaptı. Yani dizide elle tutulacak sağlam karakter bitti bitiyor. Neyse bu bölümde Elif akıllı uslu bir şekilde, garip sesler çıkarmadan ağladı darısı bir dahaki bölüme. Ama her durum için aynı yüz ifadesini kullanarak bunu iyi yapabildiğini bize ispat etti. Benim yaramaz kızlardan biri üşenmeden Elif’in bu bölümde Ömer’le ayrılma konuşmaları yaparken, masada Aslı’nın bebeğinden bahsederken, Sami Amir’le konuşurken, Tayyar’ın tutuklandığını duyduğunda ve Ömer’in amirine yumruk attığını gördüğü andaki hallerini çekmiş ve yanyana monte etmiş. Mimikler, bakışlar ve dudak bükmeleri o kadar tekdüze ki insan sanki bir kere çekilmiş sonrada her sahnede kullanılmış sanıyor. Nilüfer bile bu bölümde daha iyiydi bence. Ama hakkını yemeyelim: yine çok güzeldi. Bu dizinin en güzel sahneleri benim içinde Arda ve Pelin sahneleriydi. Ve bende Mert’in Nilüfer’e karşı olan tutumunu beğendim ve Elif’in Levent’i öperek karşılaması tuhafıma gitti. Bunlar ne ara bu kadar samimi oldular. Bahar hala bir atak yapmadı ama kötü bakıyor. Herkese sevgiler.
04.10.2014 - 13:48
0   0

MSFIGO demiş ki;
Selincigim, her yasin güzel bir yani var, yalniz yas ilerledigi zaman bazen saglik sorunlari basliyor genelde. Fernstudium yazmissin. Benim bildigim bir tane pisikoloji bölümünü yapan okul var oda Fernuni Hagen. Orda bende ayni dali su an okuyorum ama pekde kolay degil ;) Sen ordami okudun? Ayrica kaldigin yeri sorabilirmiyim? Tam nerde yasiyorsun yazmak zorunda degil ama eyalet olarak söylersen sevinirim ;) Öyle is yerleri güzel ama. Hem imkan veriyorlar hemde yardimci oluyorlar. Ama islerinede yaramis. Sonucta elemana ihtiyac olmus, sende yapmissin. Ama pisikoloji bölümünden sonra benim bildigim birde terapi okuluna gidip onun meslegini ögreniyorsun. Onudami yoksa yaptin? Esinle iykide öyle olmus. Ayse arkadasim, aslinda benimde düsündügüm olayi yazmissin. Istedeyen metres hayati sürüyor ama galiba cogunun korktugu gercekten resmilestirilse kadin iyice madur kalir diye. Ama dedigin dogru. Hangi nikah olursa olsun, tek esle düsünülmüs bir nikah.
04.10.2014 - 11:55
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. Dizinin yorumuna başlamadan AYŞE’nin dini nikah konusunda yazdıklarına değinmeden geçemiyeceğim. Sevgili AYŞE sen herhalde müslümanların dini nikahlarının geçerli olduğu ve resmi kayıtlara geçtiği bir ülkede yaşıyorsun. Evet öyle ülkelerde var ama bu ülkelerin bazılarında (mesela Balkan ülkelerinde) zaten çok eşlilik kanunlarla yasak ve bu kanunlar dini nikah yapan müslümanlar içinde geçerli. Birde tabii bazı arap ülkeleri varki oralarda zaten dini nikahtan başka nikah yok ve onun için nikahlar kayda geçiyor. Ama Türkiye’de dini nikahın resmi bir geçerliliği yok ve onun içinde hiçbir yerde kayda geçmiyor. Türkiye’de halk arasında imam nikahı denilen bu nikah türünün istisnasız bütün kuma getirme olaylarında kullanıldığını kabul etmeyenler bazı hakikatlere gözlerini kapatıyorlar ne yazıkki. Ben kendi çevremde, yani Almanya’da bile 6 imam nikahlı kuma tanıyorum. Hatta bunlardan ikisi adamın resmi nikahlı eşiyle aynı evde yaşıyor. İmam nikahı tabii ki erkeklerin ikinci bir kadınla ilişki kurmasının sebebi değil ama onu halkın gözünde meşrulaştırıyor ve erkeğin hayatını kolaylaştırıyor hemde ona hiçbir kanunı mesuliyet yüklemeden. Türkiye’de dini nikahla evli bir kadının ne nafaka ne miras hakkı var ve hatta bu evlilikten doğan çocuklar bile gayri meşru sayılıyor. Konu imam nikahı olmamalı veya imam nikahı değersizdir değil, konu resmi nikah olmadan sadece imam nikahıyla yaşayan Türk vatandaşı bir kadının evlilik iyi gitmemesi veya eşinin başına bir şey gelmesi halinde kanun karşısında metresten farklı muammele görmemesi yani onun gibi hiçbir hakka sahip olmadan ortada kalacağını bilmesi. Selamlar ve iyi bayramlar AYŞE
04.10.2014 - 11:25
0   0

SELİN demiş ki;
MSFİGO’cum evet hareketli, renkli ve ama bazende Türkiye’de politikayla uğraşan aile bireylerimin yaşadıkları acılar ve baskılar nedeniyle üzüntülerle dolu bir yaşantım oldu.Kalma hakkı soruna gelince: Almanya’da kalma hakkı diye birşey yoktu. 1980 yılı ekim ayına kadar Türkler Almanya’ya turist olarak vizesiz gelebiliyorlar ama 3 ay sonra gitmeleri gerekiyordu. İşçi olarak gelip kalma hakları ise 1973 yılında yürürlüğe giren “Anwerbe-Stopp” yasasıyla kaldırılmıştı. Ama benim Almanya’da kalabilmek için dememin sebebi bu kalma hakkı olup olmaması sorunu değildi, çünki ben öğrenci olarak oturma müsaadesi almıştım. Konu başkaydı: evden kaçtıktan 8 ay sonra babam beni burada buldu ve Almanya’da yalnız bırakmak istemedi. Ya onunla Türkiye’ye dönecektim ya da kendisiyle gelir gelmez tesadüfen tanıştığım bana çok yardımcı olan ve çevremde yaşayan Türklerin sevgilim diye adımı çıkardıkları ve babama da bu şekilde tanıttıkları şimdiki eşimle evlenecektim. Benim gitmek zorunda olduğumu duyan şimdiki eşim çok üzüldü, bana aşık olduğunu evlenip bana yardımcı olabileceğini, benimle evlenmek için hereşeyi yapabileceğini ve bu evliliğin ben aksini isteyinceye kadar kağıt üzerinde kalacağını söyledi. Tabii kimse bunun kağıt üzerinde bir evlilik olduğunu bilmeyecekti. Çünki babam buna da müsaade etmezdi. Böylece sahte bir evlilik yaptım; sonra aşık oldum evliliğim hakikate dönüştü ve burada kaldım. İyiki de öyle olmuş, dünyanın en iyi eşine ve sahibim. Maalesef 30-40 larda değil 50-60 lardayım ama en kötüsü gönlüm 20-30 arası ve Münir Nurettin Selçuk adlı kıymetli bestecimizin bir şarkısında dediği gibi “ahh ben bu gönülle nasıl yaşayacağım o daha genç yaşında benimse geçti çağım” diye hayıflanıyorum bazen. Ben önce üniversite de (yani Fachhochschule de değil) sosyal pedagoji eğitimi yaptım ve mesleğimde hemen şimdi çalıştığım işi buldum. Bir kaç sene sonra Fernstudium la psikoloji okumaya başladım. Çalıştığım kuruluşta Türkçe bilen psikologlara ihtiyaç olduğu için çalıştığım kurumda bana destek oldu ve psikoloji eğitimimi de bitirdim. Psikolog ünvanını da aldıktan sonra yine çalıştığım kurum bana aile ve gençlere terapi yapma imkanı tanıdı. Böylece aynı kuruluşta iki mesleğimi de kullanabiliyorum ve bundan da çok mutluyum. Sevgiler canım.
04.10.2014 - 02:48
0   0

ayse demiş ki;
senaristler zaten her dizilerinde butun savci ve polisleri karaliyorlar ve hep kotulerin kazandigi diziler izletiyorlar senaristlerde sorun var karadayida olenlerin sayisi hayatta kalanlardan cok bu dizidede oyle olacak belli senaristlerin psikolojik sorunlari var tedavi olsunlar hep kotulerin kazandigi diziler istemiyoruz hep dizilerde kotu karakterler olur ama ya bir ya iki bunlarin dizilerinde iyiler ya bir ya iki kalani kotu
04.10.2014 - 01:42
0   0

ayse demiş ki;
arkadaslar dini nikah bencede olmali dini nikahla cok esliligi neden baglastirdiniz anliyamadim dini nikahta kadinin sart kosma hakki var benden baska kadina nikah yapamazsin diye kadin sart kostugunda zaten erkek bunu yapamaz benim yasadigim ulkede muslumanlar dini nikahla evleniyor ama hic ikinci es alan yok cunku dini nikahin kiyildigi kurumda o kisinin evli oldugu gorunuyor tekrar evlenebilmesi icin esinden izin isteniyor eger esi izin vermezse zaten nikah yapmiyorlar hem cok eslilik olayinin nikahla alakasi ne yasiyacak olan niaksizda yasar ve turkiyedeki erkeklerin cogununda metresi var yani nikaha gerek yok
04.10.2014 - 01:37
0   0

Daha Fazla Yorum
Yorum Yap

Dizinin Diğer Bölümleri
Yerli Diziler
Eski Diziler
Yabancı Diziler